Yine bir sabah kapıyı çaldım, Aysel Teyze açtı, Efrahim
hasta, okula gitmeyecek, ben de onu doktora götüreceğim Leyla da seninle gelsin
olur mu oğlum? dedi. Tabiki Aysel Teyze dedim. Leyla ve mahallenin diğer tüm
kız ve erkekleri düştük okul yoluna.
Leylanın saçları güneşte yine simsiyah parlıyordu. Leyla'nın
da Efrahim'in de hep çok temiz ve düzenliydi üstleri başları. Aysel Teyze çok
titiz bir kadındı, çok önem verirdi çocuklarına, eşine. Kendisini ailesine
adamıştı (bu ailenin bir arada olacağı çok az günü kaldığını bilse daha neler
yapardı acaba)
Bir sohbet başlasın diye, nasılsın Leyla, Efrahim'in nesi
var dedim. iyiyim Selçuk, abimin biraz ateşi var midesi bulanıyordu dedi. başka
ne diyeceğimi bilmediğim için ve birazda utandığım için sanki sohbet bitti ve
yol boyunca sustuk ve sadece yürüdük. Diğer herkes koşuyor hoplayıp zıplıyordu,
bağırıp çağırıyordu, ben neden sustuğumu çok sonra daha iyi anladım. Okula
gittikten sonra okul çıkışı yine beraber gideriz dedim tamam dedi, sınıflara
gittik. O gün ilk ben çıktım sınıftan, kapıda beklemeye başladım. Bir iki
dakika sonra Leyla yanında bir kızla geldi, üçümüz beraber yürümeye başladık.
kızın adı Emineymiş. Emine bizim sınıfta beraber oturuyoruz dedi Leyla, bu da
Selçuk bahsetmiştim ya dedi Emine'ye dönüp. Emine'de bizimle gelecek, hemen ileride
onun da evi dedi. Çıktık yola Emine, Leyla'ya ve bana bakıp sessiz sessiz muzur
bir şekilde gülüyordu. Sonradan bu gülmelerin bir anlamı olduğunu anladım ama
geçmiş ola (erkekler çok mu duygusuz ki?). Efrahim iyi
hasta olmuştu herhalde birkaç gün daha gelemedi okula, benimde ne yalan söyleyeyim
işime gelmişti, Efrahim hasta olduğu için üzülüyordum ama Leyla ile beraber
gittiğim içinde seviniyordum. Zaman geçtikçe bu sevinç iyice arttı, Leylayı
gördüğümde içim kıpır kıpır oluyordu, ne olurdu ki Leyla arkadaşımın kardeşi
olmasaydı. Bizim mahallede o zamanlar bir çok oyun kızlı erkekli oynanıyordu,
ben ve Leyla artık tüm oyunlarda aynı tarafta oluyorduk
Bir gün bir polis arabası Leylaların evinin önünde durdu,
içinden kelli felli adamlar indi Leylanın babası Ahmet amca gibi ama bunların
omuzları daha kalabalıktı. Birden evden bir çığlık ve ağlama sesleri kopmuştu.
Tüm mahalle o yöne doğru koştu acaba ne olmuştu diye. Öğrendik ki Leylanın
babası vurulmuştu. Yasadışı bir örgüt elemanlarıyla girdiği çatışmada şehit
olmuş, onun haberini vermeye gelmişler, duyduğumuz seste Aysel Teyze'nin
ağlayışlarıymış. Tüm mahalleli kadınlar teselli etmeye çalışıyordu Aysel
Teyzeyi. Efrahim ve Leyla'da donmuş kalmıştı, boş boş etrafına bakıyordu. Benim
de ölümün soğukluğu ile ilk karşılaştığım zamandı. Çok üzüldüğümü hatırlıyorum.
Ahmet amca için, Aysel Teyze için, Efrahim için ve tabi ki Leyla için. Daha sonrasında
Ahmet amca için devlet töreni dedikleri bir tören yaptılar. Bizde çocuklarda arka
taraflarda izliyorduk.
Ne zaman şehirler arası otobüslerde yolculuk yapsam ve
gece ışıklar içinde kasabalardan, şehirlerden geçsem, ne zaman bir şehit haberi
duysam tabutun başında şapkayı takan bir çocuk görsem aklıma gelir Leyla o gün
akan tek damla gözyaşıyla beraber, yine elimin tersiyle silerim, devam ederim.